Almanya’da çocuk bakımı ve yetiştirmesi kanuni olarak tamamen ebeveynlere bırakılmasına rağmen tartışmaların sürdüğünü belirten Hamburg’da dil uzmanı olarak görev yapan Zerrin Konyalıoğlu-Busch anadil tartışmalarına anlam veremediğini belirterek, “Almanya’da çocuk bakımı ve yetiştirmesi tamamen ebeveynlere verilmiştir. Dil buna dahildir. Kaldı ki anadil çocuk ile anne arasındaki en önemli bağdır. Türkler için anadil Almanca olsun diyen siyasileri de kınıyorum.” dedi.

Konyalıoğlu-Busch, “Almanya’da çocuk bakımı ve yetiştirmesi gibi dilde tamamen tercihi ebeveynlere dolayısı ile anneye bırakılacak bir işidir. Dil çocuk ile anne arasında en önemli bağ olduğundan kararı en iyi anne verebilir. Çünkü anne çocuğuna en iyi anadilde ulaşır, en iyi anadil ile anlaşır, en iyi anadilde konuşur, en çok anadil ile paylaşır ve çocuğunu geleceğe hazırlar. Dolayısı ile hiç bir siyasetçi çocuk ile anne arasına giremez.” dedi.

Siyasetçilerin gerek uyum veya gerekse başka nedenlerden dolayı evde bile Almanca konuşulmasını istediğine vurgu yapan Konyalıoğlu-Busch, “Kim hangi hakla bir anneden böyle bir talepte bulunabilir. Özellikle Almancayı tam olarak bilmeyen bir anneden çocuğu ile Almanca konuşması beklenebilir. Yanlış ve yetersiz Almanca çocuğunda yanlış öğrenmesine sebep olur. Kaldı ki çocuk kaç dil öğrenirse öğrensin anadil çocuk için hep özel bir dil olarak kalacak.” dedi.

Çocukların ek olarak Almanca öğrenmesinin de en iyi bulunduğu ortamda olacağına işaret eden Konyalıoğlu-Busch, “Bugün çocukların Almanca öğrenebilecekleri yer olarak bakılan çoğu çocuk yuvası çalışanlarının dil eğitimi yok. Burada iş çocuğun arkadaşlık ettiği gruba düşüyor. Eğer bu çocuklar yeteri derecede Almanca bilmiyorsa bu sorun daha da büyür. Ebeveynler özellikle çocuklarını kreşe verirlerken ortama iyi baksınlar. Çocuklarının arkadaş çevresinin Almancası mutlaka iyi olmalı.” dedi.

Dil konusunda İngiltere’nin iyi bir örnek olduğunu söyleyen Konyalıoğlu-Busch, “Orada her yabancı kökenli çocuğun günde iki saat anadil hakkı var. Almanya’da ise bizim veliler kendi dillerinden şüphe etmeye başladılar ve anadili çocuklarının Almanca öğrenmesine engel olarak görüyorlar. Halbuki bilim adamları anadilini iyi konuşan çocukların ikinci ve üçüncü dili daha rahat öğrendiğini ve konuştuğunu söylüyorlar.” dedi.

Bir çocuğu büyütmenin sadece ona terbiye vermek olmadığını dile getiren Konyalıoğlu-Busch, “Biz çocuklarımıza baktığımız ve onları yetiştirdiğimiz gibi onlara kendi hikayelerimizi anlatmalıyız. Müziğimizle buluşturmalıyız. Kendi kültürümüzü onlara aktararak canlı olarak yaşatmalıyız.” dedi.

Anadiline sahip çıkmayan ebeveynlerin çocuğuna tam anlamıyla sahip çıkamayacağına dikkat çeken Konyalıoğlu-Busch çocuğunuza başka bir dilde canım ciğerim derken bile sorun yaşanacağına işaret ederek, “Her dilde farklı anlatılır, her dilde farklı gülünür, farklı ağlanır. Her dilde hayata bakış da duruş da farklıdır. Anadil çocuklar için her yönüyle büyük bir zenginliktir. Çocuklarımızı bu zenginlikten mahrum etmeyelim.” dedi.

 

Haber: 08 Nisan 2011, Cuma / RAMİS KILIÇARSLAN, HAMBURG

Bir yanıt yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.