HUYLUNUN HUYSUZU

Ahmet GÖKSAN

                                                                                  kibristkd@gmail.com

 

“Rum, neyi niçin unutmuyor? Türk gençleri şimdi bu sorunun cevabını daha iyi verebilecektir. Rum; Girne’yi, Karpaz’ı, Magusa’yı, Omorfo’yu unutmuyor! Çünkü davası tüm Kıbrıs’ı Rumlaştırmaktır. Türkleri güneye davetleri sahtedir; hiledir. Çünkü Rum çoğunluğunun içine yeniden dağılmış olan Türk toplumunun akıbeti yok olmaktır. Rum’un da ulusal hedefi Türk’ü yok ederek Kıbrıs’ı Rumlaştırmak, sonra da Yunanistan’a “ilhak”tır. Gerisi boş laftır. Gerisi komünistlere kanarak “Eoka”dan, Kilise’den kurtulan vatanı Akel’e teslim etmektir. “Unutamayız” diyerek Girne’yi hayal edenlerin başında Akel gelmektedir! Biz de bunu Rum’un sağcısı, solcusu ile Türk’e yapmış olduklarını unutmayacağız”. 07 Ocak 1980, Dr. Fazıl KÜÇÜK

 

Yunanistan’da ortalık yere çıkan ekonomik açmaz AB’nin geleceğini tehdit eder noktaya doğru yol alıyor. Birliğin önde gidenlerinin çabalarının da pek işe yaramadığı günleri yaşıyoruz. Almanya Başbakanı Angela Merkel  “Krizin çözümü sadece Almanya’nın çabasıyla olmaz” diyerek herkesi kurtaramayacağının vurgusunu yapıyordu. Mendil büyüklüğündeki ülkenin, Yunanistan’daki ekonomik açmazdan etkilenerek sıkıntı yaşamaya başladığı açıklandı. Bu açıklamayı “nasıl olsa anamız olan Yunanistan’a yardımı yapacaklar, bize de bir parça da olsa kemik düşer mi?” hesabı ile yaptıklarını düşünüyoruz.

Yunanistan hükümetleri de alışmış oldukları rahatlıktan ödün vermemek için sopa altından abalarını gösteriyorlar. Bir önceki Başbakanları Bay Papadimos; her an pimi çekerek “borçları ödemiyoruz. Euro’dan çıkıyoruz” diyerek tehditlerini ortalık yerlere bırakıyordu. Dünya üzerindeki çocuklarının sayısı bilinmeyen Amerikalı milyarder yatırımcı George Soros, Euro Bölgesi ülkelerinin Euro’yu kurtarmak için önlerinde üç aylık bir zamanları olduğunu söyleyerek yangına körükle koşuyor. Daha da ileri giderek, AB’nin dağılma sürecine doğru hızla ilerlediğini kaydediyordu.

Yunanistan bir yandan ekonomik açmazla boğuşurken diğer yandan da “it dalaşları”na kapı aralıyordu. Girit Adasından kalkan Yunan Hava Kuvvetleri’ne bağlı uçaklar,  Ege’den sonra Akdeniz’de Türk hava sahasını ihlal etmeye başladılar. Bilindiği gibi İsrail de geçtiğimiz günlerde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hava sahasını ihlal etmişti.

Bu türden olayların ve saldırıların geleceği adeta zurna davul çalınarak bütün dünyaya duyuruluyordu. 16 Şubat’ta mendil büyüklüğündeki ülke ile İsrail arasında savunma işbirliği anlaşmalarının imzalanmış olması şimdilerde Akdeniz’deki havayı yeniden ısıtıyor. İsrail’in Hayfa’nın yerine Leymosun’un doğalgaz terminali olacağı açıklamasını hedef şaşırtma olarak okuduğumuzun bilinmesini istiyoruz. (Perdenin gerisinde, adaya şimdilik güney üzerinden yerleşme planları yapılıyor olabilir.) Adanın güneyinde Rus ve İsrail yurttaşlarının onların söylemi ile Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşı yapılıyor olması ise bir hayli düşündürücüdür. Mendil büyüklüğündeki ülkenin İçişleri Bakanlığı bu şekilde yurttaş yapılanların sayısının 100 bin civarında olduğunu açıklıyordu.

Burada bir başka ilginç durumun olduğunun da bilinmesini istiyoruz. Akdeniz’de “it dalaşı”nın yaşandığı bölge, Türkiye Petrolleri’nin petrol arayacağı bölge üzerinde olduğunu da kaydetmek istiyoruz. Türk Dışişleri Bakanlığı’nın gerekli yanıtı verdiğini de sizlerle paylaşmak durumundayız. Bunun ötesinde adı geçen ülkenin, 11 Şubat’ta ihaleye çıktığı bölgelerin yalnızca Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin değil Türkiye Cumhuriyeti’nin de kıta sahanlığı bölgesinde olduğunu da kaydetmek istiyoruz. Bu bölgelerde arama yapılacağını duyuruyordu.

Yunanistan’daki siyasi ve ekonomik gelişmeler Avrupa’yı sallamaya başladı. Nereye kadar sallayacağını birlikte yaşayıp göreceğiz. Mendil büyüklüğündeki ülkenin AB dönem başkanı olmasına sayılı günlerin kaldığı günlerdeyiz.  Bu hususun biliniyor olmasına karşın yeni stratejilerin kamuoyu ile paylaşılması gerekmektedir. Karşı tarafın bu yönde kendi iç kamuoyunu bilgilendirdiğini basından izliyoruz.

Bunca yaşanan ekonomik sıkıntıya karşın Yunanistan’ın “it dalaşı”na girişmesini huylunun huyundan vazgeçmediğinin göstergesi olarak okumak gerekiyor mu ne…

SEVGİ ile kalınız.

08 Haziran 2012, Ankara

Bir yanıt yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.